30 Aralık 2015
Uzun bir aradan sonra geri döndüğümüzün ilanıdır
Bildiğiniz gibi veya bilmediğiniz gibi biz bu bloğu 4 arkadaş yazıyorduk ve bloggerlarımızdan bitha ve lydiadeetz artık 1 seneliğine çok çok uzaklarda....
Siz bu satırları okurken bittha şu an doktora çalışmaları için Japonya'da Kyushu Üniversitesi'nde ve dolayısı ile canımız Sergül Ablamız gibi "Japonya'da günlük hayat" tadında paylaşımlarda bulunacak....(Bu arada bilmem biliyor musunuz ama Sergül Kato birkaç hafta önce bizi çok çok üzücü bir haberle karşıladı, hepimizin beğenerek izlediği minik bebeği Efsun'u çok acı bir şekilde kaybettiğini söyledi ve biz de buradan kendisine sabır diliyoruz, Allah rahmet eylesin...). Diğer bloggerımız lydiadeetz ise yine doktora çalışmalarında bulunmak üzere bu ay içinde Hollanda'da bulunan Twente Üniversitesi'ne gidecek. Yani artık blogumuzdaki ablalarınız size yurtdışında yaşam, üniversite hayatı, seyahat, yemek, güzellik, sanat, ilişkiler... yani kısacası hayat hakkında paylaşımlarda bulunacak... yani her zamanki gibiyiz, sadece biraz daha international olarak devam edecek paylaşımlarımız...
Siz bu satırları okurken bittha şu an doktora çalışmaları için Japonya'da Kyushu Üniversitesi'nde ve dolayısı ile canımız Sergül Ablamız gibi "Japonya'da günlük hayat" tadında paylaşımlarda bulunacak....(Bu arada bilmem biliyor musunuz ama Sergül Kato birkaç hafta önce bizi çok çok üzücü bir haberle karşıladı, hepimizin beğenerek izlediği minik bebeği Efsun'u çok acı bir şekilde kaybettiğini söyledi ve biz de buradan kendisine sabır diliyoruz, Allah rahmet eylesin...). Diğer bloggerımız lydiadeetz ise yine doktora çalışmalarında bulunmak üzere bu ay içinde Hollanda'da bulunan Twente Üniversitesi'ne gidecek. Yani artık blogumuzdaki ablalarınız size yurtdışında yaşam, üniversite hayatı, seyahat, yemek, güzellik, sanat, ilişkiler... yani kısacası hayat hakkında paylaşımlarda bulunacak... yani her zamanki gibiyiz, sadece biraz daha international olarak devam edecek paylaşımlarımız...
27 Haziran 2015
Thirties are the new Twenties miş :)
Yazının başlığına aldanıp devamının İngilizce geleceğini sanmayın. Size kendi dilimizde samimi itiraflarda bulunacağım. Bu yaş olayı çok takıntılı olduğum bir şey değildi ama sanırım artık takıyorum. Yani takmaktan ziyade keşkeler ve belkiler sarıyor etrafımı. Bu yaş mevzularında aklıma hep Orson Welles in "Ben senin yaşında olmayı biliyorum ama sen benim yaşımda olmayı bilemezsin" sözü geliyor. İşte bu yazı özellikle benim yaşımda olmayanlar için…Belli mi bir olur belki bir aydınlanma yaşarsınız.
20'Lİ YAŞLARIN BAŞINDA OLSAYDIM
Kesinlikle daha iyi bir üniversitede okurdum
Şimdi daha iyi bir üniversite ne diyeceksiniz? Üniversitede tercih yaparken herkes ağız birliği yapmış gibi okuduğun üniversitenin önemli olmadığını iş hayatında başarının çalışmayla vs. olacağını söyler dururdu. KOCA BİR YALAN! Özel sektörde özellikle kariyer hedefleri olan biriyseniz herkes sizi okuduğunuz okulla değerlendirir. İsterseniz o okulun en düşük puanlı bölümünden mezun olun ama maalesef marka her şeydir. Şampiyonlar liginden bir okuldan mezun değilseniz (ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ vs.) hep daha fazla çalışmak ve kendini ispatlamak zorunda kalırsınız. Hatta bazen ne yaparsanız yapın mezun olduğunuz okul hep önünüzü tıkar.Erasmustur Work&Traveldir Aiesec tir bişeydir uzun süreli yurt dışına giderdim
Yok okulun uzarmış ay yok ne gereği varmış Work&Travel sefaletmiş miş miş… İş hayatında yurt dışına çıkmak için eline çok daha iyi fırsatlar geçebilir evet ama asla o zaman yaşayacağın tecrübeleri edinemezsin. Her şey gençken güzel azizim:)Ailemle daha çok vakit geçirirdim
Tam yaşlı teyzeden gençlere öğütler oldu 20'li yaşlarda arkadaştır, sevgilidir ayy geziyimdir tozayımdır hayat hep böyle geçiyor. Bu bir pişmanlık mı asla! Ama aileyle geçirilen zamanların kıymeti sonradan anlaşılıyor.
Hobilerimi alışkanlık haline getirirdim
Üniversite dönemi ve çalışma hayatının başlarında insan öğrenmeye çok açık oluyor. Kurslar, workshoplar ayy şurda şu varmışlar burada bu varmışlarrr. Sonra bir hevesle başladığın şeyler yine aynı hızla sönüyor. Evet farklı şeyler denemek güzel ama yanına bir şeyler kalsa, geliştirebileceğin ilgini ve dikkatini yönlendirebileceğin daha iyi olmaz mıydı?
xoxo bleu:)
8 Haziran 2015
Uzakdoğu Güzellik Dosyası-1
Uzakdoğulu
insanlar uzun ve sağlıklı ömürleri, pırıl pırıl ciltleri ve fit görüntüleriyle
bence dünya üzerinde örnek alınacak yegane ırkJ Benim için uygulamaları, kozmetik ürünleri, doğal
yöntemleri baştacıdır. Kendi kullanıp deneyimlediğim Uzakdoğu mucizesi
ürünlerden ve o ürünleri üreten firmalardan bahsedeceğim size. Henüz
keşfetmediklerim için yorumlarınızı bekliyorum….
MİSSHA
Benim
bildiğim en ünlü Kore kozmetik markası. Reklamlarındaki o camsı tenli Koreli
kızlar gibi bebek gibi bir cilt vadediyorlar. Üstelik firmanın Türkiye de hem
online satış sitesi hem de Ankarada Kentpark alışveriş merkezinde bir
mağazaları var.
Firmanın
lokomotif ürünü BB kremleri...
Bu
ürün ne kadar övülse de ben pek verim alamadım açıkçası. Benim kullandığım BB
kremi Perfect Cover BB kremin 23 numarasıydı. Missha henüz online satış sitesi
açmadan bir arkadaşım bana Koreden bu ürünü getirmişti. Kapatıcılığı kesinlikle
efsane evett cildiniz bebek cildi gibi pürüzsüz oluyor.(Hatta bence bir BB
kreme göre rahatsız edici düzeyde fazla kapatıcı). Amaaa (Bence siz ama dan
sonrasını okuyunJ)
rengi yüzümde çok soluk durdu. Yani Koreli kız pürüzsüzlüğü güzel ama onların
cilt beyazlığı gibi tona büründü yüzüm. Önce rengin yanlış olduğunu düşündüm
fakat Missha mağazasında tüm renkleri ve diğer BB kremlerini de deneyince
farkettimki bunlar bizi beyaz tenli sanıyor. Sonuçta kendime yakıştıramadım
fazla soluk bulduğumdan Missha BB kremlerle üzülerek ayrıldım.
Deneyen
beğenen vardır elbet. Ben almayım alana da mani olmayın.
BB
kremleri bu kadar uzunnn anlattıktan sonra beğendiğim ürünleri kısaca
anlatacağım.
Misshanın
en beğendiğim ürünü kesinlikle Black Glashoul Peel Off Nose Pack.
Bu
ürün kesinlikle mucizevi. Bugüne kadar kullandığım en iyi siyah nokta
temizleyici ürün.(Ki baya ürün denemem oldu).Serinin diğer ürünleri için aynı
şeyi söylemeyeceğim. MISSHA Black Ghassoul Tightening maskesi serinin tüm yüze
uygulanabilen diğer bir ürünü ama ben bu ürüne bayılmadım. Yani fena değil
alınabilir ama bir Peel off Nose Pack kesinlikle değil.
Onun
dışında Misshanın kağıt maskeleri gözaltı patchleri gayet başarılı. Bence
cildinize uygun herhangi birini alabilirsiniz. Benim özel bir favorim yok
gittikçe alıp kullanıyorum. Sadece bir sonuç almak için düzenli kullanım
önemli. Nerden duydum bilmiyorum ama böyle tek kullanımlık maskeleri en az 3
hafta kullanmak lazım. Dolayısıyla aman olmadı diye hemen paniğe kapılmayın.
Birde
son gidişimde aldığım bir ürün var. Özellikle kış aylarında nemsiz kalan
zavallı cildime bir nem bombası ararken bu ürünü gördüm. Aloe veralı ürünler
son zamanlarda tekrar revaçta. Bu ürün hem saçınıza hem cildinize
kullanabileceğiniz bir ürün. Ben duştan çıkınca ıslak saçıma ve kuruyan cildime
uyguluyorum. Benimki, içinde salyangoz özü de içeren versiyonu. Sadece aloe
veralısı var. Anında cilt tarafından emiliyor. Cildimde çok yararını gördüm o
kuru ve gergin hissi kesinlikle aldı. Saçlarım içinse henüz mucizevi bir
tarafını görmedim ama kesin vardırrJ Bence denenebilir.
FACE SHOP
Bilmiş
bilmiş Uzakdoğu Güzellik dosyası hazırlarken farkettim ki yine ünlü bir Kore
güzellik markası olan Face Shoptan hiç ürün denememişim. Niye yazdın diyenlere
cevabım bilmeyen duymayan kalmasın. Face Shop markası da online satış sitesiyle
Türkiye de.
HOLİKA HOLİKA
Face
Shop ve Missha markalarını nekadar duyduysam Holika Holika markasını o kadar
duymadım. Ta kiii Ankara Armada alışveriş Merkezinde karşıma mağazası çıkana
kadar. Denemek için maskelerinden aldım. Tek kullanımlık poşet maskeleri henüz
denemedim ama en az Missha kadar çok çeşit var söylemeliyim. Ben tek
kullanımlık maskeler dışında birde gece uygulanıp uyunabilen Wine Therapy
sleeping maskelerden kırmızı şaraplı olanı aldım. Kırmızı şaraplı olan
kırışıklık bakımı iken beyaz şaraplı olan nem veren bir maskeymiş. Ürünü 1
hafta falan kullandım kırışıklarda bir faydası var mı bilmem ama cildimi
yumuşattığını nemlendirildiğini düşünüyorum.(Neme taktı)
THANN
Bu
markayı çok tesadüfi keşfettim. Yana yakıla cilt serumu ararken Thann Cilt
serumunun methini duydum. Siteyi girdim baktım birde ne göreyim tam bir
Uzakdoğu cenneti çaylar kokular kremler…Tayland menşeili bu firma, çevre dostu
hayvanlar üzerinde testler yapmayan doğa ürünler üretiyor. Firmanın Zorlu
Center da bir mağazası bulunuyor. Ben o çok meşhurr Shıso yüz serumunu aldım.
Ürünü kısa bir zamandır kullanıyorum ama nem vermesi yapısı kokusu tam aradığım
serum diyebilir. Şiddetle tavsiye edilir.
Bunun dışında yağsız SPF 30
içeren yüz kremi ve dudak balmını aldım. Fakatt dudak balmı yerine duş jeli
geldi. Geri dönüşleri de çok yavaş. Kısacası online satışından pek memnun
kaldığım söylenemez. Bence gidip mağazasından görerek deneyerek alışveriş
yapılabilir.
TONY
MOLLY
Geçen gün Tony Molly ürünlerini
bir AVM çorap satan bir mağazada görünce çok şaşırdım. Ne zaman Türkiye ye
geldim bizim niye haberimiz olmadı??Tony Molly bir Filipin markası. Markanın
özellikle süper eğlenceli ambalajları dikkat çekiyor. Katia mağazalarında
bulabileceğimiz bu markanın ürünlerini bende henüz denemedim. Deneyince tekrar
paylaşacağım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)