5 Haziran 2016

Find What Feels Good: Yoga with Adriene

Öncelikle şunu söyleyerek başlamak istiyorum bu yazıda yoga nedir, çeşitleri nelerdir, hep beklediğiniz aydınlanma gelecek mi, yoksa yoga yapmak modern çağın saçmalığı mı tarzı şeylere hiç girmeden kendi tecrübemi (ilk defa ciddi bir şekilde) anlatacağım. Ayyhh yoga ne yaa saçmalık, ben ne kadar denediysem aydınlanmadım şekerim diyenlerdeniz bence bundan sonrasını okumayın...


Ben yoga ile yaklaşık 4 yıl önce tanıştım. O zamandan beridir de her zaman olmasa da genelde düzenli olarak yapmaya çalışıyorum. İlk olarak Beşikteş’ta bir yoga merkezine başlamıştım. O zamanlar evime yakın olması sebebiyle rahatlıkla devam ettirebildim. Daha sonra aynı yoga merkezi çalıştığım üniversitede bir kurs açtı ve ona katılmaya başladım. Yaptıkça sevdim. Bir süre sonra hoca eşliğinde yapılan ve aynı tekrarlardan oluşan yogadan sıkıldım ve ara verdim. Bu esnada pilatese devam ettim ama hep tekrar yoga yapmak için motivasyon aradım. Bu arada, katıldığım dersler hep  “vinyasa yoga” tarzı yoga dersleriydi. O ne derseniz (gerçekten yoga konusunda çok cahilsiniz önce onu söyleyeyim). Yoga her biri vücudun başka bölgelerine iyi gelen ya da güçlendiren asanalardan (duruşlardan) oluşan bir olay (spor diyemiyorum çünkü değil). Hani bu instagramda genelde güneşin önünde ellerin yukarıda birleştiği, bir ayağı üçgen yapıp verilen pozlar var ya işte onlar asanalar. Vinyasa yoga ise bu asanaların bir akış içinde bağlantısı kesilmeden nefes eşliğinde yapılmasından oluşan bir yoga çeşidi. Başta küçük nefes alıştırmalarıyla başlayan her derste farklı asanaların kombinasyonuyla şahlanan ve sonunda “shavasana” yani ölü pozunda vücudun gevşemesiyle biten bir yolculuk. Yani yoga çalışması sonunda mutlaka vücudun gevşemesine ve ruhun hapsettiklerini nefes ile bırakmasını sağlayacak şekilde bitirilir. Her yoga çalışmasının sonunda ölü pozunun olması ise her seferinde yeniden doğmayı temsil eder. Fakat şu noktada söylemem gereken bir şey var ben asla yoganın spritüal aşamalarını başarıyla yapamadım. Belki de hiçbir şekilde içten içe inanmadığım için olabilir. Meditasyon aşamasında asla ama asla –ne kadar denersem deneyeyim- odaklanmayı başaramıyorum. Aklıma hep kredi kartım, okumam gereken ödevler yada yarın ne giyeceğim geliyor. Bir süre sonra da bıraktım ve sadece fiziksel yani bana iyi gelen kısmı ile ilgilenmeye başladım. Kronik boyun ağrılarıma, duruşumu düzeltmeye, esnemeye, odaklanmaya, sinirimi yatıştırmaya vb birçok şeye iyi geldiğinden hep devam ettim. Gerçi hala çok asabi bir insanım ama o da yaradılış tabi yoga ne yapsın.




Neyse artık gelelim yazımızın kahramanına. Hollanda’da bulunduğum süre zarfında kendime gerçekten vakit ayırabildiğim için tekrar araştırmalara başladım ve şans eseri Yoga with Adriene ile tanıştım. Ekşi sözlük dışında (2-3 entry dışında) başka hiçbir yerde Türkçe kaynak ya da burayı öneren bulamadığımdan kendim yazmaya karar verdim.
Adriene dünya tatlısı, şeker mi şeker bir yoga instructor’ı. Kendisi Auston Teksas’lı bir vegan. Bu da web sitesi. http://yogawithadriene.com/adriene-mishler/
Ayrıca youtube’da da bir kanalı var. Buyrun bu da kanalın adresi https://www.youtube.com/channel/UCFKE7WVJfvaHW5q283SxchA




Bu kanalda herkesin damak tadına göre kısa yada uzun zor yada kolay birçok çalışma bulabilirsiniz. Benim vücudum birçok asanaya alışkın olduğundan ben direk 30 days of yoga ile başladım. Her gün yeni bir ders ile vücudunuzu günden güne güçlendirerek kendinize yeni bir challenge accepted olayı yaratabilirsiniz. Zamanla ilk başta yapmakta çok zorlandığınız hareketleri, gün geçtikçe yapmaya başladığınızı görünce gerçekten çok mutlu olacaksınız. Ben bitirmek üzereyim. Genelde akşamları yatmadan yapıyorum, 30 dakikalık bünyeyi hiç yormayan yoga çalışmaları. Zaten yoga sonunda asla kendinizi yorgun hissetmiyorsunuz. Adriene’ın o harika ve pozitif ses tonuyla başlattığı çalışmalarda zaman su gibi akıp gidiyor. Eğer videoların altındaki yorumları okursanız herkesin bu çalışmalardan ne kadar memnun olduğunu, kendini ne kadar geliştirdiğini ve Adriene'ı ne kadar sevdiğini görebilirsiniz.




Daha önce başka yerlerde okumama rağmen asla inanmadığım birçok şeye artık düzenli olarak yaptığımdan inanmaya başladım. Örneğin bazı yoga asanaları adet ağrısına çok iyi geliyor. Ben her ay en az 3 ağrı kesici ile kendine gelen bir insan olarak son iki aydır neredeyse hiç ağrı kesici almadan regl dönemimi atlattım. Yani ben yoganın meyveleri toplamaya başladım. 
Onun dışında son olarak bu da Adriene’ın instagram sayfası.
Buradan da göreceğiz gibi sevgi dolu bir insan. Özellikle, köpeğiyle olan ilişkisine bayılıyorum. Bazı yoga çalışmalarında köpeği de katılıyor J Bir de her çalışmada giydiği birbirinden farklı yoga taytlarının da hastasıyım. Adriene, oldukça pozitif ve ilham alınası bir insan. Amerika'da oldukça ünlü, verdiği her yoga dersi dolup taşıyor. Ayrıca kanalındaki bazı videolar milyonlarca kere izlenmiş. Bir gün yoga derlerinden birine katılmayı gerçekten çok isterim.
Siz de kendinize biraz zaman ayırmak, vücudunuzu güçlendirmek, sakinleşmek ya da ne bileyim işte trendi yakalamak istiyorsanız ya da sırf meraktan dur bakalım neymiş bu yoga diye düşünüyorsanız bence Adriene’ne kesin bir şans verin.
Ve şunu sakın unutmayın, hiçbir şeye başlamak kolay değildir, devam ettirmek ise asla kolay değildir. Ama yogaya başladığınız için asla pişman olmayacaksanız.

Namaste
Lydia Deetz