3 Ocak 2016

Welcome to Japan....

Eveeeet...tam 1 aydır buradayım ve farkettim ki yazacaklarım epeyce birikmiş. Öncelikle geliş hikayemden başlayacak olusam Eskişehir-İstanbul, İstanbul-Seul ve Seul-Fukuoka olarak uzuun bir yolculuk sonrasında en nihayetinde Fukuoka'ya vardım.
Yanlız şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, Seul-Fukuoka arasında öyle bir türbilansa yakalandık ki uçak tam 3 kez geri göndü. Aşağıda rotadan da nasıl bir atraksiyon olduğunu görebilirsiniz...


Her neyse, 1 saatlik uçuş sonrasında sağa salim hava alanına indik. Bu arada Japonya'ya uluslararası uçuşlarda 2 adet bilgi kartı yolculara dağıtılıp, bunları yolculardan uçaktayken doldurmaları isteniyor. İşte bu bilgi formunda kişisel sorular, vatandaşlık bilgileri ve Japonya'ya ne kadar nakit para ile geldiğiniz gibi bilgiler bulunuyor. Bu formları uçakta doldurup, ülkeye girişte gümrükten geçerken teslim ediyorsunuz.

Bu arada ülkeye giriş demişken, tabi ki benim gibi bir bela mıknatısının ülkeye öyle elini kolunu sallaya sallaya girmesini de beklemiyordum. Vize işlemleri sırasında üniversiteden gönderilen "Certificate of Eligibility" belgemin kaybolması sonucunda uçuşumu bir hafta ertelemiş, girişte o belge olmadığı için zorluk çekeceğim konusundan büyükelçilikçe önceden bilgilendirilmiştim zaten. Ayrıca, büyükelçiliktekiler ilk kez başlarına böyle bir olay geldiği için son derece üzgün olduklarını belirtip, benim girişimi ve uçuş bilgilerimi önceden hava alanına bildireceklerinin de söylediler. "Arkadaşa bi yardımcı olun bakiymm" mantığı ile önceden haber verdiklerini düşünüyorum. Sonra tabi ki çıkış yaparken hemen bi polisi çağırdılar ve polis eşliğinde ayrı bir yere götürüldüm. Orada yaklaşık 1 saate yakın oturtuldum ve durumu anlattım. Neyse ki, son derece yardımcı oldular ve hemen "Residence Card"'ımı hazırladılar. 
Sonra bu aşamayı da atlattığımda karşımda 2 tane çekik gözlü çocuk, ipadlerine adımı yazmış bir şekilde beni bekliyorlardı. Prof. öğrencilerinden beni karşılayacak birilerini yollayacağını söylemişti ama açıkçası mailime Seul'da bakabildiğimden dolayı benim için de süpriz olmuştu bu karşılama. :) Hemen beraber taksiye binip beni otelime bıraktılar. Ayrıca, içeri gittiğimde hava çok soğuktu hemen klimanın nasıl çalıştırılacağını, televizyonu nasıl açacağımı ve bilgisayarımı nasıl kullanacağım konusunda bilgiler verdiler. Sonra da yarın sabah görüşürüz diyerekten ayrıldık. Ertesi sabah ise okula beni alıp o şekilde gittiler.  Ardından toplantı, ofise yerleşme, yemek, grup arkadaşları ile tanışma, laboratuvarları gezmece... fln derken ilk günüm bitti ve beni tekrar otele bıraktılar. 
Sonraki hafta ise sigorta işlemleri, banka hesabı açma, ev bakma... vs gibi işlemler işe geçti. Japonya'ya tek başınıza geldiyseniz ve hiç japonca bilmiyorsanız inanın bunları tek başınıza yapamazsınız.  Çünkü maalesef ki Japonya'da ingilizce konuşabilenler çok çok az. Mesela Prof. yanıma 1 japon 1 de koreli öğrencisini verdi, Koreli benimle ingilizce konuşup, Japon'dan bilgi alıp, bana aktardı ama form vs.. gibi doldurulacak şeyleri Japon benim için doldurdu. Daha önceleri hep Kore, Çin ve Japon alfabelerinin aynı olduğunu düşünen ben, burada bir şeyi daha öğrendim. Meğer onlarınki de birbirlerinden tamamen farklı alfabelermiş. Mesela biz İspanyolca bilmesek bile latin alfabesi kullandığımız için yazabiliyoruz ya, işte onlar öyle değil. Tamamen farklılar... Ayrıca Japonya'da herkesin mührü var ve bu mühürler imza yerine geçiyor. Bankada benim imzamı kabul etmeyip, mühür istediklerinde benden yabancı olduğum için bunu istediklerini zannettim ama meğer herkesin böyle birşeyi varmış. Baya soyadınızı yazıp, onu basıyorlar. Ama anlamadığım şey de şu oldu farklı ailelerden farklı insanlar aynı soy adına sahip olduklarında nasıl o mühürler ayırt ediliyor?? Bir arkadaşım onların gözle görülemeyen baz spesifik özellikleri olduğunu ve tarayıcıdan vs. geçirildiklerinde farklı olduğunu söyledi..... 


Her neyse o mühür işini de hallettiğimizde doldurmam gereken formlar vardı ve benim o formları Japonca olarak kendi el yazımla doldurmamı istediler. Dedim mükün değil!! Allahtan Japon öğrenci bu konuda bana harf harf sanki bir çocuğa yazı yazdırır gibi o formları doldurttu... Ama böyle bildiğiniz sırtımdan ter aktığını hissettim. Aklıma şu karikatür geldi ve kendi kendime bayağı bi güldüm... :) Karikatürdeki şeyi tersten yaşadım resmen... Mesela adımı söylettirip, onu Japon alfabesi ile okunabilecek şekilde yazıyorlar.

Her neyse, tüm bu ıvır zıvır işleri ile uğraşırken far kettim ki hakikatten çok farklı bir yerdeyim. Daha önce Çin ve Güney Kore'de bulunmuş ve uzakdoğu hakkında az da olsa bir şeyler bilen bir Türk olarak şunu söyleyebilirim ki Japonya hepsinden farklı. Yani bir kere her şey alıştığımızın tersinde. Arabalar, trenler tersten gidiyor,insanlar ters yönden yürüyor, hatta kapılar bile tersinden açılıyor.... Cep telefonu bant yapısı bile tüm ülkelerden farklı olduğu için diğer uzak doğu ülkelerinde çalışmasına rağmen Japonya'da işlemiyor.... Yani kafayı tamamen resetleyip her şeye sıfırdan başlamak zorunda kalıyorsunuz.....

Anlatılacak çok çok farklı şey var, ama her şeyi bir başlık altında yazmak yerine bir sonraki yazılarımda buradaki ilginçliklerden, başımdan geçen garip olaylardan bahsedip size "Japonya'da Bir Türk'ün Hayatta Kalma Mücadelesi" tadında yazılar paylaşacağım...

Hepiniz sevgiyle kalın....
Bu arada.... Mutlu yıllar :) :)
明けましておめでとう!!!!

Bitha











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder